27 Mayıs 2013 Pazartesi

DİJİTAL HİKAYE YAZMA VİDEOSUNUN METNİ, İKİNCİ KEZ GÜNCELLEŞTİRİLMİŞ HALİ -SON


SAÇ ŞEKLİ İLİŞKİYİ NASIL ETKİLER SARIŞINDAN ESMERE

Yeni evli çift, çiçeği burnunda Ekin ile Armağan. Mutlu yuvaları için alışverişe çıktılar ve sebze reyonunun önünde durdular. Ekin gayet özenli mutlu yuvalarında yiyecekleri domatesleri seçmektedir. Şimdi ise yeğenleri için oyuncak bakmaktadırlar. Ekin evleri için bir termos alma fikri öne sürer. Armağan bilinçli ev kadını, önce fiyatına bakar. Armağan kozmetik bölümüne gelmiştir. Saçlarının rengini değiştirmek ister. Ekine boyayı uzatarak tercih ettiği rengi göstermektedir.

Armağan: Sarı renk bana yakışır mı Ekin? Ben çok beğendim.

Ekin: Ne sarı mı? Hayatta olmaz.

Ekinin bu tepkisinde Ekinin geçmiş anıları aklına gelmiştir. İlk sevgilisi de sarışındır. Onunla beraber ıslanmıştır yağan yağmurların altında...  Bu Ekinin üniversitedeki mutlu günleridir. Ve bir gün bu mutlu günler sona erer ve sarışın sevgilisi onu bir başkası için terkeder. Ekin için artık sarı saç eşittir terkedilmektir. Ve sarı boyayı Armağan’ın elinden alıp derhal rafa koyar. Onun yerine sarıya zıt bir renk olan siyah boyayı eline alır. Eşine uzatıp bak bu sana daha çok yakışacak der.

Konunun Amacı:

Burada klasik koşullanma saç rengiyle açıklanmıştır. Ekinin ilk sevgilisi sarışındır. Onunla mutlu günler geçirmiştir onu çok sevmiştir. Fakat bu mutlu günler sarı saçlı sevgilisinin başka biri için Ekin’i terk etmesiyle son bulmuştur. Ekin için bu korku ve kaygı verici durumdur. Ve sarı saçlı sevgilisinin onu terk etmesiyle her sarışın bayanın onu terk edeceği konusunda koşullanmıştır. Ve bu yüzden esmer bir bayan Armağan’la evlenmiştir. İkisi evliliklerinin ilk zamanlarında alışverişe çıkarlar. Ekin uzun zamandır sarışını hatırlamaz sarı saçlı kızın bilincinde değildir fakat Armağan alışveriş yaparken boya reyonuna gider. Armağan saçını sarıya boyatmak isteyince ekin hemen tepki gösterir ve olmaz diye karşı çıkar. Armağan üzülür saçını boyatmak ister fakat ekin siyah boyayı alarak Armağan’a daha çok yakışacağını söyler. Burada Ekin Armağan’ın saçını sarıya boyatmasını onun terkedeceğinden korktuğu için istemez çünkü Ekin sarı saçın terkedeceği konusunda koşullanmıştır.

Öncelikle nötr uyarıcı olan sarı saç terk etmeyle birlikte koşullu uyarıcı haline gelmiştir vekorku fobisi oluşmuştur ve böylece klasik koşullanma gerçekleşmiştir.

Video da geçmiş anılar karalaştırılarak gösterilmiştir.  Geçmiş olduğu bu şekilde belirtilmiştir. Diğer fotoğraflar şimdiki zamanı göstermektedir.  Geçişler efektlerle zenginleştirilmiştir. Müzik duygusaldır. Daha çok  video psikolojik içeriklidir amaç klasik koşullamanın bireyin bugününü nasıl etkilediğini göstermektir. Farkında olmadığımız durumlar psikoloji olarak hayatımızı nasıl etkiliyor ve seçimlerimizde ne derece etkili bunu göstermk istedim.

                Farketmeden birçok seçimlerimiz belki yaşantılarımızın etkisinden kaynaklanıyor ve anılar su yüzüne bir objeyle ortaya çıkabiliyor.

Video da Roller:

Armağan (ben)  ve Ekin evli çift. Nurşirin eski sevgili.

Video Hazırlama Süreci:

Videomuzun tüm resimleri  Abant İzzet Baysal Üniversitesinde çekilmiştir Çekimlerin bir kısmı aktivite merkezinde( ŞOK market), bir kısmı da Fen Edebiyat Fakültesi ‘nin bahçesinde çekilmiştir. Ekinle benim (Armağan) resimlerimizin çekilmesi için ŞOK ta çalışan görevliden izin alınmıştır. Fotoğraflama süreci için Windows için Phot Story 3 yüklenmiştir. Video hazırlandıktan sonra dijital hikaye yazma oluşturulmuştur. Bu dijital hikaye yazma başka bir grup arkadaşındadır ekledim. Seçilen me virüs bulaşmıştır. Daha sonra engelsiz cafede tekrar videoyu hazırladım. Hikayede seçilen şarkı duygusaldır çünkü bir evlilik işlenmiştir.

 Kapak fotoğrafını Ekin ve Nurşirin olarak tasarladım çünkü ana konuda klasik koşullamadır. Ekin birden Nurşirin’in anılarını hatırladığı için seçimleri bizim evliliğimizi sonradan oluşturduğu için ben ikimizin resmini  diğer fotoğraflara koydum. Kaynak videonun sonuna eklenmiştir.  Fotoğraflar dijital kamerada çekilmiştir ve resimler net çımıştır. Dışarıdan gürültü gelmemesi için kapalı ortam bulunmuştur ve ağızdan çıkan tükürük sesleri gelmemesi için bilgisayar ora düzeyde tutuldu.

Müzik sesi benim sesimi engellemesin diye şarkının sesini benim  sesimi bastırmayacak düzeyde ayarladışın Sarışın Nurşirin esmer Armağan’dır . Oyüzden kapak sayfasında sarışından esmere Nurşirin’den bana nasıl karar verdiği benimle nasıl evlendiği de açıklanmaktadır. Kapakta yazı sarı renkle yazılmıştır sebebi kolay  okunması içindir. Kaynağı da sarı renkle yazdım okunması için.

 

 

 

 

                                                                                                                             ARMAĞAN YAĞMUR YALIN

                                                                                                                                             PDR-3

                                                                                                                                             100116045

MAKALE KÜNYESİ-2


Makalenin Başlığı-Yılı: Okul öncesi dönem çocuğunun kişilik gelişiminde rol modellik ve çizgi filmler
Yazar ve Dergi Bilgileri: Cemil ORUÇ, Erhan TECİM, Hilal ÖZYÜREK-Ekev Akademi Dergisi, Sayı:  48 Yıl:2011
Makalenin Amacı: Bu çalışmada teorik çerçevenin yanısıra, okul öncesi dönem çocuklarının izledikleri çizgi  filmlere yönelik olmak üzere, bu çizgi filmlerde rol model olarak benimsenen kahramanlara ve bunların ne derece model alındığına yönelik bir alan araştırması bulunmaktadır.

Araştırma Soruları: Çocukları izledikleri çizgi filmlerde rol model olarak benimsenen kahramanlar ne derece model alınmıştır?

Türü: Alan Araştırması

Örneklem/Katılımcı:Muş il merkezinde bulunan ve kümeleme yöntemi ile seçilen iki okula devam eden beş ve altı yaşlarında 66 öğrenci katılmıştır.
Bulgular:

Anlamlı Bulgular
Araştırmaya ve örnekleme ilişkin elde edilen veriler  şunlardır: Anne-babalarının  gelir  durumları dikkate alındığında, bu çocukların gelir düzeylerinin oldukça düşük olduğu görülür.Geliri,1000   TLve altında olan katılımcı grubu %47,0 oranında iken; katılımcıların %16,7’sinin 2000 TL üzerinde gelire sahip olduğu görülmüştür.Öğrencilerin anne ve babalarının mesleklerine bakıldığında iseannelerin  %95,5’inin  ‘ev hanımı’ olduğu görülmüştür. Oldukça az bir kesim (% 4,5)  ise ‘öğretmendir’.  Baba meslekleri ise annelerin sahip oldukları  mesleklere göre  daha  farklılaşmıştır. ‘Kamu görevlisi’ olarak yaşamını sürdüren  babalar 34,8 oranında iken,en fazla baba mesleği %48,5 oranı ile ‘İşçi-Çalışan’ kategorisinde bulunmaktadır.Geriye kalanlar ise‘Esnaf-Tüccar’ (%16,7)olarak mesleklerini  icra etmektedirler. Buna göre öğrencilerin  en fazla  babalarını, daha  sonra büyük kardeşlerini ve annelerini örnek aldıkları son olarak da öğretmenlerini örnek aldıkları görülmüştür.
      
*Kız öğrencilerin en fazla annelerini,erkek öğrencilerin ise en fazla babalarını model  aldıkları görülmüştür. Kız öğrenciler ikinci sırada öğretmenlerini  ve daha sonrada büyük kardeşlerini rol model olarak benimsemekte,erkek öğrenciler ise babalarından sonra büyük kardeşlerini model olarak seçmektedirler.             

*İzlenen çizgi filmler değerlendirildiğinde ‘Caillou’  %45,5 izlenme oranı ile en  çok izlenen çizgi film olmaktadır. Hemen akabinde ‘Ben 10’ %25,8 oranında tercih edilirken ‘Tom ve  Jerry’ %19,7 oranında tercih edilmiştir.Diğer kategorisine giren çizgi filmler ise Barby,Pepe,Keloğlan ve Ayıcıklar olmuştur. Erkek öğrenciler en fazla ‘Ben  10’ isimli çizgi  filmi  izlerken kız çocukları arasında bu çizgi filmi izleyen olmamıştır. ‘Caillou’ isimli çizgi  film ise çoğunlukla kızlar tarafından izlenirken erkekler arasında da ‘Ben  10’den sonra en fazla izlenen çizgi film olmuştur. Genel itibariyle çizgi filmin  temel karakteri  veya  başka   bir değişle  başrol karakteri rol model  olarak  alınmaktadır.Örneğin ‘Ben  10’ isimli çizgi filmde başrol kahramanı ‘Ben’erkek çocukların en  çok benimsediği  rol modeldir. Oysa çizgi filmin diğer kahramanı olan kuzen ‘Gwen’ veya büyükbaba ‘Max’ rol model  olarak alınmamaktadır.

*Öğrencilerin bu kahramanları hangi sebeplerden dolayı rol model aldıkları hususunda ise        bulguların oldukça işlevsel  ve  pragmatik olduğu görülür.Bulgulara göre öğrencilerin % 33,3’ü sadece sevimli ve komik olduğu için yani eğlenceli olduğu için rol model olarak benimsemiştir. %25,8’i kahraman olmak için rol model alırken, %19,7’si ise başkalarına iyilik yaptığı ve yardım ettiğiiçin rol model olarak almıştır. %21,2 oranında kalan  kesim ise model olarak benimseme sebeplerini güzel elbisesi olma,kız olma,erkekolma,hikaye ve masal okuma şeklinde açıklamışlardır.      

*Cinsiyete göre bir değerlendirme  yapıldığında ise erkek öğrencilerin  belirgin şekilde  ‘Ben’ isimli  kahramanı rol model alırken, kız öğrencilerin ise belirgin şekilde ‘Rozy’ isimli karakteri rol model olarak tercih etikleri görülmüştür.Hiçbir kız öğrenci tarafından‘Ben’ isimli karakter rol model            olarak benimsenmemiştir. Calliou,Tom, Jerry  gibi diğer kahramanlarda ise belirgin bir                farklılaşma  olmamış erkek ve kız öğrenci oranı birbirine yakın seyretmiştir.

Sonuç:
Çalışma kapsamında çocukların çizgi film izlemeleri ve izledikleri çizgi filmlerdeki kahramanları model almalarının, ilgili literatüre kıyasla olumsuz özelliklerden ziyade olumlu yönde gerçekleştiği görülmüştür.Çocukların kendi cinsiyetlerinde olan kahramanları daha ileri düzeyde benimseyerek  bunlara  olumlu anlamlar yükledikleri  gözlemlenmiştir. Bu anlam yükleme  gerçek hayatta da karşılık bulmaktadır.Çünkü çocukların çizgi kahramanları model  alma gerekçeleriyle  gerçek hayatta benimsedikleri  modeller arasında tam bir uyum sözkonusudur.Yani çocuğun anne babasını model alma gerekçesi aslında çizgi filmlerde benzer gerekçelerle karşılık bulmaktadır.İlgili literatürden farklı olarak çocuklarda izlenen programların şiddet ve saldırganlığa büyük  oranda yol açmadığı,bu   içerikli çizgi kahramanların ise saldırganlık ve zarar verme şeklinde değil de çocukların ifadelerinden bu tür saldırganlık örneklerinin korunma ve kahramanlık  şeklinde algılandığı gözlemlenmiştir.Bu durum ise daha ziyade erkek çocuklar tarafından benimsenen çizgi kahramanlarda görülmüştür.
Araştırmanın en  önemli bulgularından biri de çocukların hem  gerçek hayatta hem de çizgi filmlerde model alma yoluna giderken kendileriyle ortak özellikler aramalarıdır. Bu anlamda çocukların  kendisiyle  zaman geçiren, kendisine değer veren,kendisiyle oyun oynayan ve kendisini seven  kişileri, ister gerçek hayatta  olsun ister çizgi filmlerde olsun benimsediklerini ortaya koymaktadır.
Çalışmada kimlik kazanma konusunda erkek ve kız cinsiyet ayrımlaşmasının en belirgin                örnekleri; hem gerçek hayatta hem  de çizgi film kahramanı tercihinde gerçekleşmektedir. ‘Ben 10’ isimli çizgi  filmi izleyen çocukların günlük  hayatta  da asker,polis,devlet büyüğü gibi kişileri model aldıkları, büyük oranda da babalarını model olarak benimsedikleri görülmüştür. Aynı durum kız çocuklarında ise ‘Rozy’  ve anne olarak yer bulmuştur.    

Öneri:
Kahramanların  çizgi filmde oynadıkları roller,farklı hayat tecrübelerini çocuğun hayal dünyasına sunarak onların zihinsel gelişimine katkı sunmaktadırlar. ‘Ben’in aynı anda  birçok kötü kişiyle  mücadele etmesi, ‘Caillou’nun arkadaşlarına örnek davranışlar sergilemesi, çevresindeki insanlara karşılıksız yardım etmesi gibi davranışlar buna örnek gösterilebilir. Böylece onları izleyen  çocuklar üzerinde vatanı   koruma, arkadaşlarına ve aile bireylerine iyi davranma gibi davranışlar belki ilk bakışta kahramana benzemek için olsa bile bu durumun hem  zihinsel gelişim hem  de ahlaki             gelişim açısından olumlu bir katkı sağlayacağı düşünülebilir.      

                               

26 Mayıs 2013 Pazar

MAKALE KÜNYESİ


Makalenin Başlığı-Yılı: Televizyonda çocukların en çok seyrettikleri saatlerde gösterilen filmlerdeki şiddet düzeyleri-2004

Yazar ve Dergi Bilgileri: Ünal AYRANCI, Nedime KÖŞGEROĞLU, Yasemin GÜNAY-Anadolu Psikiyatri Dergisi. Sayı:5 Sayfa: 133-140

Makalenin Amacı: Televizyondaki filmlerdeki şiddetin sıklığı, süresi ve türünü belirlemek ve şiddetten korumak için önerilerde bulunmaktır.

Araştırma Soruları:  En yüksek oranda izlenen şiddet türü nedir?  Toplam sürenin ve toplam şiddet süresinin yüzde kaçını oluşturmaktadır?  Fiziksel şiddet türünde en çok saptanan nedir?

Türü: Tanımlayıcı özellikte çalışma

Örneklem/Katılımcı: Hemşirelik bölümünden 5  hemşire öğrenci

Bulgular:

Anlamlı Bulgular

 *Seyredilen 80 filmdeki şiddet oranı %33.1 bulunmuştur.

                  *En yüksek oranda fiziksel şiddet bulunmuş olupğ toplam sürenin %13.8’ini, toplam şiddet süresinin de %41.7’sini oluşturmaktadır.

                   *Fiziksel şiddet oranları arasında en yüksek oranda yaralama saptanmış, bunu vurma izlemiştir

                    *Ruhsal şiddet öğesi olan endişe 3.5 dakika ile en yüksek oranda olup bunu 2.8 dakika ile korkutma izlemiştir.

                    * Sözel şiddet öğelerinden azar  5.6 dakika ile en yüksek oranda bulunmuştur.

Tartışmalı Bulgular:

                     *Araşturmada  özel TV’lerdeki genel şiddet düzeyi oldukça (%33.1) yüksek  bulunmuştur. Bazı araştırmacılarda yaptıkları çalışmalarda TV şiddetinin çok yaygın olduğunu vurgulamışlardır. Araştırmasını TRT kanallarında yayınlanan film ve diziler üzerinde yapmış olan Büker (1988) bu oranı %11.5 olarak bildirmiştir. Bu durum özel kanallardaki şiddet sahnelerinin daha denetimsiz olduğunu düşündürmektedir. Bu çalışmada saptanan şiddet sahnelerinin yarıya yakınının  (%41.7) fiziksel, sözel ve ruhsal şiddet türlerinin toplamının %58.3 şiddetin yaygınlığını göstermesi açısından önemlidir. Korkutma endişe, tehdit, azar ve küfür gibisözel ve ruhsal şiddet öğeleri içeren film görüntüleri ayrıntılı açıklamalarla tekrar tekrar ekrana getirdiğinde izleyenlerde stres ve anksiyeteye neden olabilmektedir.  Varılan ortak sonuç, sürekli medya şiddetiyle iç içe olan çocuklarda antisosyal davranışların geliştiğidir.

Öneriler:

TV’nin aynı zamanda, eğlendirici, dinlendirici ve bir eğitim aracı olarak da var olan gücü göz önüne alındığında, TV’den tamamen kopmaya çalışmak yerine, şiddet içeren prpgramlardan uzak kalabilmenin yolları aranmalıdır.

TV kanalları, sorumlu yayıncılık anlayışı içerisinde, çocukların televşzyon izleyebilecekleri saatlerde çocuklar için olumsuz içerik özellikleri taşıyan yayınlara yer vermemeyi, bir sorumluluk sorunu olarak görmelidirler

Ayrıca konuyla ilgili kişiler ya da yetkili kurumlar tarafından 3 ay, 6 ay ya da bir yıllık yayın dönemini temsil edecek, çocuk programlarının da bu açıdan inceleneceği çalışmaların yapılması yararlı olacaktır.

TV’de şiddetin varlığı yokluğundan çok, artık aşırı TV seyretmenin şiddete ya da şiddetli davranışa yol açabilmesiyle ilgili daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır.

24 Mayıs 2013 Cuma

STADİON HABERİ


UNUTULMUŞ TARİH...


Bolu’daki tarihin farkında mıyız? Günlük yaşamda her zaman yanında geçip gittiğimiz bu terk edilmeye yüz tutmuş tarihi kalıntıları çoğu zaman görmüyoruz bile. Büyük camiden büyük kökeze doğru giden yolda, Köroğlu erkek yurdunun yanında eski dönemlere ait kalıntılar var. Büyük ve köklü geçmişe sahip uygarlıkların meydana getirdiği bu eserler halkımızın bilgisi ne yazıkki çok az. Stadion denen bu yerde zamanında gladyatör savaşları yapılırmış. Böyle bşr geçmiş gerçekten merak uyandırıyor ve Bolu'da bu tarz yerlerin olduğu kimsenin aklına gelmezdi. Karadeniz bölgesinde tek olan bu yapının ne yazık ki yarısından çoğu tahriplere uğramış ve yok olmuş. Zamanında bu kalıntıların üzerine inşaatler inşaa edilmiş ev yapımlarında kullanılmış. Bize düşen görev  bu mirasa sahip çıkmak ve geleceğe korunmuş olarak bırakmaktır. Düşündüğümüzde çok büyük bir tarihi geçmişe sahibiz. En önemli uygarlıklar ve eserleri bu topraklar üzerinde hayat bulmuş.
İşte bu yazımızda sizlere tarihi geçmişi ile Stadion ve kurtarma kazısı hakkında bilgi vereceğiz.
Arkeolojik buluntulara göre Bolu’da ilk yerleşim Kalkolitik Döneme (M.Ö.5500-3000) kadar uzanmaktadır.
Bithynium/Claudiopolis Antik Kenti  Bolu kent merkezinde yer almaktadır.  Claudiopolisin üzerinde bulunduğu Hisartepe-Kargatepe çevresi  Roma döneminde yerleşim yeri ve kent merkezi konumundadır. Fırkatepe ve Uğurlunaip Tepesinin bulunduğu sahalar ile Tabaklar, Çıkınlar,Paşaköyü, Sümer, Tepecik Mahalleleri ise Roma  döneminde kentin nekropolü olmuştur. Bithynium olan kentin adı daha sonradan  Roma İmparatoru Cludiaus’un  (M.S.41-54) adına izafeten Claudiopolis olarak değiştirilmiştir.Claudiopolis antik kentinden günümüze ulaşan en  önemli yapı; Bolu Müzesi Müdürlüğünce Akpınar Mahallesinde 2008 yılında yapılan kurtarma kazısında açığa çıkarılan Stadion kalıntısıdır.  Roma dönemi  Hadrinaus (M.S.117-138) dönemine tarihlenen ve I. derece Arkeolojik Sit Alanı olarak korma altına alınmış olan söz konusu yapı; Bolu’daki en önemli antik yapı olmasının yanı sııra; Bithynia Bölgesinde açığa çıkarılan ilk stadion olma özelliğini de taşımaktadır.
Stadion kalıntısı dışında Claudiopolis antik kentinden günümüze ulaşmış başka bir yapı bulunmamaktadır. Ancak bugünkü Hisartepesinde, Atatürk Lisesi  bahçesinde İmparator Hadrianus döneminde inşa edildiği bilinen ve temel kalıntıları tespit edilen Antinoos Tapınağına ait sütunlar, arşitrav ve fri parçaları Bolu Müzesinde bulunmaktadır. Yine aynı şekilde bugünkü Bolu Belediye Başkanlığı binasının bulunduğu alanda Roma döneminde tiyatro bulunduğu bilinmektedir.
Bolu İli Merkez İlçe, Akpınar Mahallesi "III. Derecede Arkeolojil Sit Alanı” içinde  kalan 9 pafta , 248 ada, 15,16,17,18,42,43,61 ve 64 nolu parsellerde, 2008 yılında Ankara Kültür veTabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararları gereğince, Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün ruhsatları ile sondaj ve kurtarma kazıları yapılmıştır.
Sondaj kazılarında oturma sırası vb. kalıntılara rastlanması nedeni ile aynı yıl parsellerin tümünde kurtarma kazısı yapılmış ve sahada Roma İmaparatoru Hadrianus (M.S. 117-138) dönemine tarihlenen bir Stadion Kalıntısı açığa çıkarılmıştır.
Stadion; Hisartepesinin güney yamacına doğal eğim kullanılmak suretiyle yaslanarak inşa edilmiştir. Doğu-batı doğrultusunda uzanan stadion 9 pafta, 248 ada, 61,64,18,17,16,15,43 ve 42 olmak üzere toplam 8 parsel üzerine oturmaktadır. Tespit edilen en uzun bölümü 93,20 metre olan stadionda 5 adet oturma sırası bulunmaktadır.
Stadionda 8 ayrı levha halinde kitabe açığa çıkarılmıştır. Söz konusu kitabe levhaları demir kenetler ile stadion duvarına tutturulmuştur. 23 parça halinde olan kırk kitabe levhaları; çalınmaları ve tahrip edilmelerini önlemek  ve restorasyonlarının yapılmasını sağlamak amacıyla müze bahçesine nakledilmiştir. Kitabenin restorasyonunun yapılmasından sonra stadiondaki yerinde sergilenmesi planlanmaktadır.
Bu stadiumu Domitius Pontikus İulianus’un ve ... ile ... nın sözü üzerine kızları Klaudia Prokla ve Ailius Plotius İulianus; Tanrı Nerva’nın torunu, Tanrı Traianus Parthicus’un oğlu, en büyük rahip,,...  yıldır hükümdar, ... kez konsül ve vatanın babası olan imparator Kalsar Traianus Hadrianus’a ve onun hanesine ve kutsal senatoya ve Roma halkına ve de Kladiopolisliler’in danışma meclisine ve halkına kendi paralarıyla yaptırdılar ve adadılar.
Stadionun üzerinde yer aldığı toplam 8 adet parselde yapılan sondaj ve kurtarma kazıları sonucunda 8 adet bronz sikke, 1 adet pişmiş tıoprak kandil, 2 adet pişmiş toprak kas, 5 adet pişmiş toprak lüle, 1 adet toprak tek kulplu testicik, 1 adet pişmiş toprak testicik, 1 adet bronz obje ve 1 adet de boncuk tanesi olmak üzere toplam 20 adet eser ele geçirilmiştir.



Boluda korunmaya değer sayısız tarihi eser bulunuyor. Bunlar bizim mirasımız ve kültürel değerlerimizdir. Bu değerlerimizi yaşatmayı bir borç bilmeliyiz. Bireysel olarak hem kendimizi hem de çevremizi bilgilendirmeliyiz. Bir millet geleceğini, geçmişine verdiği önem ve gösterdiği özen ile hazırlar. Geleceğe güvenle bakmak tarihimize sahip çıkmakla mümkündür.Mirasımız bizi biz yapan değerlerdir. Bu konuda duyarlı oldukça eşsiz ve benzersiz kültürümüz gelecekte de yaşayacaktır.
Kalıntılar hakkında tarihi bilgiler için Bolu Müze müdürümüz  Mustafa Y. Güneş'e teşekkürlerimizi bir borç biliriz..

HABER OLUŞTURMA SÜRECİ STADİON

Haberi oluşturmak liseye giderken dikkat çekilen bu alanı farketmekle ortaya çıktı. Alanı farkettikten sonra müze müdürüyle görüşme yapıldı ve tarihine ilişkin ve resimlerle ilgili bilgiler alındı. Alınan tarihine ilişkin bilgiler ve kazı çalışması dahilindeki fotoğraflar haber sürecinde fikirler oluştırmamıza yardımcı oldu daha sonra uygun görülen resimler haber kapsamına dahil edildi. Daha sonra kendi çektiğimiz resimlerden sürece dahil ettik. Haberin daha dikkat çekici olması için haber videolaştırıldı ve son halini aldı. hazırlanan videonun yararlı olacağını umut ediyoruz. Videoda bazı bigiler çıkarıldı önemli görülen yerlere vurgu yapıldı daha çok tarihi bilgi isterseniz haber metnimizi okuyabilirsiniz.










FOSİL HABERİ


BASTIĞIMIZ YERİN FARKINDA MIYIZ?

Farkına vardığımız Nümülitler...


Nümilit bir hücrelilerin (Protoza), kök ayaklılar (Rhizopoda) sınıfının foraminiferler (Foraminifera) takımından, çapları 19 cm kadar olabilen en büyük fosil foraminifer türlerini de içine alan cins.Nümilit 50 yıl önce yaşamış salyangoza benzeyen deniz canlısıdır. Milyon yıllar önce Türkiye ve çevresi denizdi bu canlılar aynı anda denizdeki bir soğumayla ya da ısı değişikliğiyle ölmüştür. Bu fosiller Akdeniz çevresinde yoğun olarak bulunuyor. Sivas’ın Şarkışla Ortaköy’de  iki tepe var. 2 tepe civarının yamaçları yani aşınan yerlerinde yüzeyde bunlardan sayısız tane var. Engebeli yamaçlarda toprak aşındığı için ortaya çıkmışlar. Bu fosiller yuvarlak yani bozuk para şeklinde türlerioluyor.  Uzun şekilde olanlarıda oluyor. Köyde bu taşlar paraya benzediği için para taş, sikke taş diye bilinir. Bu iki tepe köyün hemen yanındadır. Tepenin adı Kel Tepe ve Termez Kayası’dır. Ayrıca yörenin çeşitli arazilerinde de var. Ndi Fosil oldukları yöre halkı tarafından bilinmiyor. Aibü doğa tarihi müzesinde bunları gördüm ve arkadaşım Ekin bu taşların köyündeki bu taşların aynısı olduğunu hatırladı ve bana söyledi. Köyündeki   taşların fosil olduğunu fark etti. Yazın köyüne gittiğinde bir poşet toplayıp o fosilleri müzeye hediye etti. Köyde kültür merkezi olduğunu orayada bu fosilleri toplayıp hediye ettiğini belirtti. Kültür merkezi yetkililerini ve muhtarı bilgilendirdiğini belirtti. Fosilleri götürdüğünde Sosyal bilgiler bölüm başkanı Prof. Dr. Faruk Sancer OZANER Ekin arkadaşımıza bunların oluşumunu anlatmış ve bir tane ağaç fosili ve fosilleri diğer taşlardan ayırt etmek için asit vermiş. Asiti kayaçlara döktüğünde köpürcük çıkıyorsa o kayaçta kireç özelliği vardır. Kireç oranın fosille bağlantılı olduğunu gösterir.  Ekinle dilmeri gezdik daha önceden fosiller olduğunu hiç farketmemiştik. Bu araştırmalardan sonra bir gün dilmeri tekrar gezerken merdivenlerinde bu nümilit fosilleri olduğunu farkettik. Bunu farkettikten sonra acaba üniversitenin başka yerlerinde de bu fosillerden var mı?sorusu kafamızı kurcaladı. Ve dilmeri baştan aşağıya gezdik. Dilmerin bayan ve bay tuvaletlerinde lavabonun mermerinde de bu fosillerden bulunduğunu anladık ve resimlerini çektik.  Bu zamana kadar hep kütüphaneye gelip gittik fakat hiç dikkatli değilmişiz meğerse... kütüphanenin tuvaletlerinde de yerde bu fosillerden bulunuyormuş. Bunlarında hemen resimlerini çektik tabiki bunların yapısı dilmerdekiyle aynı yani uzun nümilitlerden oluşmaktadır. Daha sonra farklı fakültelere baktık fakat rastlamadık bu nümilitlere. Yalnız FTR bölümünü gezerken o binanın merdivenlerinde de nümilit fosillerinden olduğunu farkettik ve bu merdivenlerinde resimlerini çektik ve sizinle bu fosiileri paylaşmak üzere resimlerini sunduk. Merdivenleri ve lavaboyu yaarken kullanılan kayacın içinde fosil olduğu bilinmeden yapılmış. Dediğim gibi FTR binasının merdivenlerinde, kütüphanenin tuvaletlerinin zemininde de bu fosiller var ama şekli biraz daha farklı şekli yuvarlak değil uzun.


Bu Dilmer’in lavabosundaki nümilit fosillerinden örnektri. Görüldüğü gibi çubuk şeklinde uzundur. Rengi beyaz kremrengiye benziyor.


  Bu dilmerdeki merdivendir. Görüldüğü gibi merdiven üzerinde beyazlıklar görülüyor bunlarda nümilit fosili örneğidir.


 Bu kütüphanenin en alt katındaki tuvaletinde bulunan zemininde yer alan nümilit fosili örneğidir.


 Bu Ftrnin merdiveninde bulunan nümilit fosili örneğidir.

Görüldüğü gibi  belki çevremizde her an her yerde bir doğa mucizesi ya da kültürel kaynak bulunabilir. Biraz merak ve biraz araştırmayla hiç bilmediğimiz doğal oluşumların açığa çıkması mümkün olabilir. biz daha önce fosillerin farkında değildik fakat biraz araştırma ve daha önceki köyde gezip bilgilerimizle karşılaştırdığımızda bunların fosil olduğu anlaşıldı belkide kimse daha önce bu fosillerin farkında değildi...

ENGELSİZ ÇAY BAHÇESİ HABERİ


ENGELLERE ENGEL”SİZ” OLMAYIN

Bir destek de siz olmak istemez miydiniz?


Bolu Karaçayır’da bulunan  engelsiz çay bahçesi belediyenin tahsis ettiği binada kurulmuştur. Kirası alınmamaktadır. 5-6 senedir kurulu olan bu çay bahçesinde gelir tamamen engellilerin yararına, onlara katkıda bulunmak amacı taşımaktadır. Bina derneğe aittir. Çay bahçesinde görevli personeller arasından  bir bay ve bir bayan personel hariç tamamen engelli bireyler çalışmaktadır. Görevli bir personelle konuşmak istedik ve bize vakit ayırdı. Bu çay bahçesinin amacı; engellileri topluma kazandırmak, diğer bireylerle iç içe iletişim kurmalarını sağlamak, engellilerin kendi gelişimlerine katkıda bulunmaktır. Elde edilen gelir engellilere katkı sağlamaktadır. Halktan çay bahçesine destekte bulunan  yardımseverler oldu mu? Sorumuza verilen cevap  vaat eden olduğu fakat vaatlerin bir sonuca varmadığı şeklinde oldu.
Engelli bireyler  okul çıkışlarında gelip bu çay bahçesinde çalışıyorlar ve akşam gidiyorlar. Bazı öğrenciler engellilere destek olmak için çay bahçesine geliyor fakat bu süreklilik arz etmediğinde engelli bireylerin  psikolojisi bozuluyor . Çünkü alıştıkları arkadaşlarından kopmak onlar için bir ayrılık ifade ediyor ve doğal olarak üzülüyorlar.Görevli kişiler arasında çocukları engelli olanlar bulunduğu için engelli bireyleri çok iyi anlıyorlar. İnsanlar yalnızca ailelerinde bir birey engelli olduğunda mı duyarlı olmalı? Bunu hissedemez miyiz? Empati kurmak onları anlamak bu kadar zor mu ? Çay bahçesine gelen insanların çoğu bu konuda duyarlı.
Yeni kurulan kafelerin  kişileri etkileyeceği düşüncesindeydik. Diğer kafelerin müşterileri daha fazla. Fakat diğer kafelerin müşterilerinin fazla olmasının buraya etkisi fazla değilmiş. Fakat karşıda açılan kafeye ıssız olan bu mekanı koruma, daha güvenilir bir ortamda bulunma bakımından yarar sağlamış. Çünkü sokakta alkol kullanan insanlar  fazlaymış. Bu tip alkol kullanan insanlar engelsiz çay bahçesinin etrafına başka bir kafenin açılmasıyla artan insan yoğunluğundan dolayı ortadan kaybolmuşlar. Mekan ne kadar fazla olursa insan güvenliği doğal olarak artıyormuş.Engelsiz çay bahçesinin ortalama 15-30 müşterisi olabiliyormuş.Bu çay bahçesine gelen müşterilerin yaşları ise 18-50 arasında değişmekteymiş.Bu çay bahçesine gelen müşteriler belirli kişilermiş. Üniversiteden çay bahçesine gelen üniversiteli  duyarlı kişilerin sayısı bu zamana kadar  100 kişi kadarmış. TEGEV’den çay bahçesine  gelenler de var. Onlara masa ve sandalye temin edilmiş. Gelen müşteriler çay bahçesinin amacının farkında olan kişilermiş .Üniversiteli hocaların birkaçı öğrencilerine  özellikle bu çay bahçesini öneriyormuş.Çay bahçesine  ailesinde de engelli birey bulunanlar geliyormuş. Çay bahçesine üniversiteden ders çalışmak isteyen öğrenciler de  geliyormuş. Fiyatlar diğer bilindik kafelere göre daha ucuz. Normal kafelerde 2-3 TL olan çayın fiyatı burada sadece 1 TL.
Boludaki kafeler arasından engellilere özel olarak destek veren  sadece  Engelsiz çay bahçesi bulunmakta. Türkiye’nin her yerinde engelliler için kurulmuş bu tarz işletmeler  var fakat diğer işletmeler  buraya göre daha çok faaliyet gösteriyor.Diğer şehirlerde  engellilere özel  destek veren kurumlar ve çay bahçeleri bulunuyor. Engelliler bazen  gelen müşterilerin kendi aralarında oyun oynadıkları gibi oyun oynuyorlar fakat onlar için oyun diğer bireylerle sosyal etkileşim kurma işlevi görüyor.Çay bahçesinde yönetiminden sorumlu kişiler  çok duyarlılar.Bu sorumlu kişiler engelli bireye sahip aileleleri ziyaret ediyorlar ve onlara destek oluyorlar. Onları anladıklarını yalnız olmadıklarını, onlara yanlarında olduklarını hissettiriyorlar. Bolu halkından veya tüm halktan beklenen gidip görmeleri , yardımcı olmaları , yalnız olmadıklarını hissettirmeleridir.


Gelin bir destek de siz olun... 

FOSİLLER HABER OLUŞTURMA SÜRECİ

Haber Hazırlama Süreci: Öncelikle Dilmerdeki fosilleri çektim. Fosillerin merdiven resimlerini çekerken aşağıya inen öğrenciler ne yaptığımızı merak etmişler ki ikisi kız biri erkek niçin merdivenleri çektiğimizi sordular. Arkadaşımla birlikte bunların fosil olduğunu daha önceden bu nümilit fosillerinin aslında deniz canlısı olduğundan bahsettik bize şaşırdılar ve teşekkür ettiler.
Daha sonra lavabodaki fosilleri çektik. Ders çıkışı FTR binasına gittik. Görevli ne yaptığımızı sordu birazdan binanın kapanacaığını söyledi. Görevliyede fosillerden bahsettik ve ödev kapsamında fosillerin resimlerini çektiğimizi söyledik. Peki ama çabuk olun birazdan kapanacak kapı dedi. Daha sonra resimleri çekerken bir bayan hoca ne yaptığımı sordu merdivenlerden aşağıya iniyordu. Bayan hocamıza da bu fosillerden bahsettik. Bilmediğini söyledi ve açıklamalarını yaptk.Kolay gelsin dedi. Teşekkür ettik ve resimleri çektikten sonra binadan çıktık. Daha sonra haber oluşturmak üzere resimleri bir klasörde topladm. Tarihçesi için internetten yararlandım ve arkadaşımın anlattığı yaşantı ve düşüncelerimi sentezleyerek haberimi oluşturdum












ENGELSİZ ÇAY BAHÇESİ HABER OLUŞTURMA SÜRECİ

Haber oluşturmak için öncelikle görüşeceğimiz personele ne tür sorular soracağımı planladım. Gittiğim cafede yetkilinin kim olduğunu sorduktan sonra medya ödevi kapsamında haber yapacağımı belirttim. daha sonra haber kapsamında izin alındıktan sonra yetkiliyle görüştüm. Fotoğraf çekilmek için izin istedim. fotoğrafları değişik zamanlarda çektim.

Bu fotoğraf haberin sonuna konulmuştur.

Bu fotoğraf çay bahçesinden bir görüntüdür. Saat 5 sıraları çekilmiştir

Bu fotoğraf saat 2 civarı çekilmiştir. Süreç sonunda fotoğraflardan uygun görülenler alınmış diğerleri habere dahil edilmemiştir. Haberde sorulan sorulanlardan alınan cevaplar sentezlenmiştir.

 Cafeden çeşitli kareler çekilmiştir.
Bu fotoğrafın çekilme amacı Tunalı cafenin karşısında olduğunu belirtmek içindir.

 Yolun çekilme amacı ise önceden ıssız olan mekanda artık arabaların sıra sıra bulunduğu ve yolun işlek hale geldiğini belirtmek içindir.


VİDEO RESİMLERİ