14 Haziran 2013 Cuma

ARMAĞAN'DAN GEZDİM GÖRDÜM AMASRA

Gezip gördüğüm yerlerden biriside Amasra. Amasra küçük şirin bir yerdir. Bu yayında sizlere
Amasra hakkında bilgi verip çektiğim resimlere yer vereceğim..

Amasra Neresidir?

Amasra, Batı Karadeniz Bölgesinde, Bartın iline bağlı bir ilçedir.
Denize doğru uzanmış bir burun, burnun iki yanında korunaklı birer liman görevi gören iki koy ve ana karaya bağlı ve bağımsız adaları ile eşsiz bir görsel güzelliğe de sahip olan Amasra hem 3000 yıllık tarihi, hem çekicilik ve balıkçılığa dayanan yerel sanatları, hem de kendini çevreleyen ormanlık alanları ile görülmeye değer yerlerden biridir. Amasra halen özgün balık lokantaları, temiz orta boyuttaki otelleri ve sayısız ev pansiyonuyla turizme katkıda bulunmaktadır. Sanatçı Barış Akarsu'nun memleketidir. Doğal koy olması nedeniyle birçok eski medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Kale surları ve bir çok tarihi kalıntısı halen dimdik ayaktadır. Temiz plajları sayesinde denize girilebilecek güzel bir sahil şehridir

13. yüzyılda Cenevizliler tarafından ele geçirilen Amasra'ya Fatih Sultan Mehmet 1460 yılı Ekim ayında bir sefer düzenler. Şehre hakim bir tepeye geldiğinde hayranlığını belli eden meşhur sözü eder:
« Lala, lala!, çeşm-i cihan bu m'ola" ve kaleye haber gönderir : " Bu kadar güzel bir yere zarar vererek almak istemem kalenin anahtarını bana getiriniz. »
Bunun üzerine kale komutanı anahtarı Fatih'in bulunduğu tepeye getirir ve şehir savaşmadan zapt edilmiş olur. Fatih Sultan Mehmet Amasra'yı fethettikten sonra Karabük - Eflani yöresinde yaşamakta olan Kıpçak Türklerini buraya yerleştirir. Yani, yörenin ilk Türkleri bu Kıpçaklar olmuşlardır. Yörenin yerli Rumları ise bir kısmı gönüllü , kalanı zorla İstanbul'a göçürülmüştür.

Şive

Amasra ilçesinde kullanılan Türk şivesinin Batı Anadolu ağızları içindeki konumu Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması (Türk Dil Kurumu yayınları: 630, Ankara 1996) adlı çalışmasına göre şöyledir: Anadolu ağızları batı grubu













AMASRA'DAN1-Amasra'ya ilk defa geliyorsanız; Bakacak Mevkiinde durup, Amasra'yı seyretmeden,
2-Amasra'ya gelirken veya dönüşte 
Kuşkayası Yol Anıtı'na uğramadan,
3-Amasra'nın meşhur 
Amasra Salatası'nı tatmadan,
4-Amasra'da özel tavada pişirilen, mevsimlik balıklardan yemeden,
5-Amasra 
Çekiciler Çarşısı'nı gezip, ağaç oyma veya tel kırma işlerinden almadan,
6-Barış Akarsu heykelini görmeden ve heykelin önünden 
Gün Batımı'nı izlemeden,
7-Amasra mendireğinde bir tur atmadan,(Halen 
Liman Çalışması devam ediyor).
8-Boztepeye çıkıp,
Amasra manzarasını seyretmeden,
9-Ahatköyü yeni yol ayrımından,
Amasra'nın panoramik fotoğrafını çekmeden,
10-Amasra Kaleiçi,Bedesten ve eski kiliseleri (Biri camiye dönüştürülmüş) görmeden,
11-Amasra-Tavşan Adası-Küçükliman arası ve koylara tekne gezisi yapmadan,
12-Amasra Göçkün Koyundaki 

Goril Kaya'yı görmeden,(Denizden veya karadan)
                                                                                                     AYRILMAYIN
 






BİRAZDA DERS DIŞI ETKİNLİK-ESKİŞEHİR


Geçen sene yaz ayında Eskişehir Odunpazarı'na gittim. Orada Cam müzesi bulunmaktadır. Size biraz bu müze hakkında bilgi verip çektiğim resimleri yayınlamak istedim. Ziyaret edilmesi ve gezip görülmesi gereken yerlerden biridir bu müze...




Eskişehir Çağdaş Cam Sanatları Müzesi,
Cam sanatçılarının eserlerini sergilemek üzere Eskişehir Odunpazarı Evleri Kent Müzesi kompleksinde 1 Aralık 2007 tarihinde hizmete girmiş bir müzedir.
Müze, Türkiye'nin ilk cam sanatları müzesidir. Büyükşehir Belediyesi, Anadolu Üniversitesi ve Cam Dostları Grubunun işbirliği ile kurulmuştur. Müzede 42 cam sanatçısının eserleri sergilenmektedir. Yerli sanatçıların eserlerinin yanı sıra Japon, Polonyalı, Letonyalı, Alman bazı sanatçıların da hediye ettiği eserler müzede yer alır. Müzenin 3 galerisinden ikisi müzenin devamlı koleksiyonunu sergilemek için kullanılır; diğeri ise genç sanatçıların eserlerinin geçici olarak sergilendiği bir mekandır. Müze binasında bir de Kütüphane ve Dokümantasyon Merkezi açılması planlanmaktadır. Bu merkezde Eskişehir tarihine yönelik belgelerin sergilenmesi planlanmaktadır. Müze binası restore edilmiş üç Odunpazarı evinin birleştirilmesiyle oluşmuştur. Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde,zaman içerisin de toplanan 75 Türk, 12 yabancı sanatçının eserleri müze koleksiyonunda bulunmakta ve sergilenmektedir.

Çağdaş Cam Sanatları Müzesi ‘nin Yakınında Bulunan Önemli Yerler

Atatürk Caddesi tarafında bulunan müzeden başlayarak önce Odunpazarı Evleri arasında bir tur atabilir daha sonra Kurşunlu Külliyesi’ne oradan da Atlıhan El Sanatları Çarşısı‘na geçebilirsiniz. Bölgedeki diğer önemli yapılardan olan Osmanlı Evi , Alaaddin Cami ve Parkı , Şeyh Edebali Hazretleri’nin Türbesi de yürüme mesafesindedir.




Çağdaş Cam Sanatları Müzesi ‘nin Yakınında Bulunan Önemli Yerler

Atatürk Caddesi tarafında bulunan müzeden başlayarak önce Odunpazarı Evleri arasında bir tur atabilir daha sonra Kurşunlu Külliyesi’ne oradan da Atlıhan El Sanatları Çarşısı‘na geçebilirsiniz. Bölgedeki diğer önemli yapılardan olan Osmanlı Evi , Alaaddin Cami ve Parkı , Şeyh Edebali Hazretleri’nin Türbesi de yürüme mesafesindedir.






Çağdaş Cam Sanatları Müzesi Giriş Ücreti, Ulaşım, Müze Ziyaret Saatleri

Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ne giriş ücretsiz olup müzeye pazartesi günleri hariç her gün saat 10:00 – 19:00 arasında gezebilirsiniz. Akarbaşı Mah. Türkmen Hoca Sok. Nu: 45 Odunpazarı ‘nda bulunan Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ne Atatürk Caddesi üzerinden yürüyerek ya da tramvay ile Atatürk Lisesi durağı üzerinden ulaşabilirsiniz.

3 Haziran 2013 Pazartesi

UNUTULMUŞ TARİH...








Bolu’daki tarihin farkında mıyız? Günlük yaşamda her zaman yanında geçip gittiğimiz bu terk edilmeye yüz tutmuş tarihi kalıntıları çoğu zaman görmüyoruz bile. Büyük camiden büyük kökeze doğru giden yolda, Köroğlu erkek yurdunun yanında eski dönemlere ait kalıntılar mevcuttur. Büyük ve köklü geçmişe sahip uygarlıkların meydana getirdiği bu eserler hakkında halkımızın bilgisi ne yazık ki çok az. Stadion denen bu yerde zamanında gladyatör savaşları yapılırmış. Böyle bir geçmiş gerçekten merak uyandırıyor ve Bolu’da bu gibi yerlerin olduğu kimsenin aklına gelmezdi. Karadeniz bölgesinde tek olan bu yapının ne yazık ki yarısından çoğu tahriplere uğramış ve yok olmuş. Zamanında bu kalıntıların üzerine inşaatler inşaa edilmiş ev yapımlarında kullanılmış. Düşündüğümüzde çok büyük bir tarihi geçmişe sahibiz. En önemli uygarlıklar ve eserleri bu topraklar üzerinde hayat bulmuş. Bolu’da ilk yerleşim Kalkolitik Döneme (M.Ö.5500-3000) kadar uzanmaktadır.
Hisartepe-Kargatepe çevresi  Roma döneminde yerleşim yeri ve kent merkezi konumundadır. Fırkatepe ve Uğurlunaip Tepesinin bulunduğu sahalar ile Tabaklar, Çıkınlar,Paşaköyü, Sümer, Tepecik Mahalleleri ise Roma  döneminde mezar yeri olarak kullanılmıştır. Claudiopolis antik kentinden günümüze ulaşan en  önemli yapı; Bolu Müzesi Müdürlüğünce Akpınar Mahallesinde 2008 yılında yapılan kurtarma kazısında açığa çıkarılan Stadion kalıntısıdır.  I. derece Arkeolojik Sit Alanı olarak korma altına alınmış olan söz konusu yapı; Bolu’daki en önemli antik yapıdır.
Bugünkü Hisartepesinde, Atatürk Lisesi  bahçesinde İmparator Hadrianus döneminde inşa edildiği bilinen ve temel kalıntıları tespit edilen Antinoos Tapınağına ait kalıntılar Bolu Müzesi’nde bulunmaktadır. Yine aynı şekilde bugünkü Bolu Belediye Başkanlığı binasının bulunduğu alanda Roma döneminde tiyatro bulunduğu bilinmektedir.
Bolu İli Merkez İlçe, Akpınar Mahallesi "III. Derecede Arkeolojil Sit Alanı” içinde  kalan bölgeler 2008 yılında Ankara Kültür veTabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararları gereğince, Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün ruhsatları ile sondaj ve kurtarma kazıları yapılmıştır.
Sondaj kazılarında oturma sırası vb. kalıntılara rastlanması nedeni ile aynı yıl parsellerin tümünde kurtarma kazısı yapılmış ve sahada Roma İmaparatoru Hadrianus (M.S. 117-138) dönemine tarihlenen bir Stadion Kalıntısı açığa çıkarılmıştır.
Stadion; Hisartepesinin güney yamacına doğal eğim kullanılmak suretiyle yaslanarak inşa edilmiştir. Doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır.
Stadionda 8 ayrı levha halinde kitabe açığa çıkarılmıştır. 23 parça halinde olan kırk kitabe levhaları; çalınmaları ve tahrip edilmelerini önlemek  ve restorasyonlarının yapılmasını sağlamak amacıyla müze bahçesine nakledilmiştir. Kitabenin restorasyonunun yapılmasından sonra stadiondaki yerinde sergilenmesi planlanmaktadır.
Stadionun üzerinde yapılan sondaj ve kurtarma kazıları sonucunda 8 adet bronz sikke, 1 adet pişmiş toprak kandil, 2 adet pişmiş toprak kas, 5 adet pişmiş toprak lüle, 1 adet toprak tek kulplu testicik, 1 adet pişmiş toprak testicik, 1 adet bronz obje ve 1 adet de boncuk tanesi olmak üzere toplam 20 adet eser ele geçirilmiştir.









































Resimlerde açığa çıkarılan bu kalıntı şu an terkedilmiş durumdadır. Etrafı tahtalarla kapatılmış, yoldan geçen insanların göremeyeceği bir şekilde kaderine terkedilmiştir. İçerisine girilmesi otlar, taşlar, çöpler ve atılmış durumdaki her çeşitten eşyalar yüzünden mümkün değildir. Kemiklerin de bulunduğu kapatılan bölge, köpeklerin uğrak yeri olmuştur. Bu değerlerimiz günden güne yok olmak üzeredir. Öncelikle bu tarihi mirasımız koruma altına alınmalıdır. Bolu gibi turizm şehri olan bir yerin bu gibi tarihsel mirasları görülmeye hazır hale getirilmesi ve tanıtımlarının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bolu’nun turizm çeşitliliği böylelikle gözler önüne serilecek ve sadece doğal güzellikleriyle değil tarihi özellikleriyle de ön plana çıkacaktır. Durdurulan çalışmalar yeterli kaynaklar hazırlanıp tekrar faaliyete geçmelidir.
Boluda korunmaya değer sayısız tarihi eser bulunuyor. Bunlar bizim mirasımız ve kültürel değerlerimizdir. Bu değerlerimizi yaşatmayı bir borç bilmeliyiz. Bireysel olarak hem kendimizi hem de çevremizi bilgilendirmeli ve bilinçlendirmeliyiz. Bir millet geleceğini, geçmişine verdiği önem ve gösterdiği özen ile hazırlar. Geleceğe güvenle bakmak tarihimize sahip çıkmakla mümkündür. Mirasımız, bizi biz yapan değerlerdir. Bu konuda duyarlı oldukça eşsiz ve benzersiz kültürümüz gelecekte de yaşayacaktır.
Kalıntılar hakkında tarihi bilgiler için Bolu Müze müdürümüz Mustafa Yılmaz’a teşekürlerimizi bir borç biliriz..

 



2 Haziran 2013 Pazar

STADİON VİDEOSU


 

STADİON HABAERİ SON HALİ


UNUTULMUŞ TARİH...











 
Bolu’daki tarihin farkında mıyız? Günlük yaşamda her zaman yanında geçip gittiğimiz bu terk edilmeye yüz tutmuş tarihi kalıntıları çoğu zaman görmüyoruz bile. Büyük camiden büyük kökeze doğru giden yolda, Köroğlu erkek yurdunun yanında eski dönemlere ait kalıntılar mevcuttur. Büyük ve köklü geçmişe sahip uygarlıkların meydana getirdiği bu eserler hakkında halkımızın bilgisi ne yazık ki çok az. Stadion denen bu yerde zamanında gladyatör savaşları yapılırmış. Böyle bir geçmiş gerçekten merak uyandırıyor ve Bolu’da bu gibi yerlerin olduğu kimsenin aklına gelmezdi. Karadeniz bölgesinde tek olan bu yapının ne yazık ki yarısından çoğu tahriplere uğramış ve yok olmuş. Zamanında bu kalıntıların üzerine inşaatler inşaa edilmiş ev yapımlarında kullanılmış. Düşündüğümüzde çok büyük bir tarihi geçmişe sahibiz. En önemli uygarlıklar ve eserleri bu topraklar üzerinde hayat bulmuş. Bolu’da ilk yerleşim Kalkolitik Döneme (M.Ö.5500-3000) kadar uzanmaktadır.
Hisartepe-Kargatepe çevresi  Roma döneminde yerleşim yeri ve kent merkezi konumundadır. Fırkatepe ve Uğurlunaip Tepesinin bulunduğu sahalar ile Tabaklar, Çıkınlar,Paşaköyü, Sümer, Tepecik Mahalleleri ise Roma  döneminde mezar yeri olarak kullanılmıştır. Claudiopolis antik kentinden günümüze ulaşan en  önemli yapı; Bolu Müzesi Müdürlüğünce Akpınar Mahallesinde 2008 yılında yapılan kurtarma kazısında açığa çıkarılan Stadion kalıntısıdır.  I. derece Arkeolojik Sit Alanı olarak korma altına alınmış olan söz konusu yapı; Bolu’daki en önemli antik yapıdır.
Bugünkü Hisartepesinde, Atatürk Lisesi  bahçesinde İmparator Hadrianus döneminde inşa edildiği bilinen ve temel kalıntıları tespit edilen Antinoos Tapınağına ait kalıntılar Bolu Müzesi’nde bulunmaktadır. Yine aynı şekilde bugünkü Bolu Belediye Başkanlığı binasının bulunduğu alanda Roma döneminde tiyatro bulunduğu bilinmektedir.
Bolu İli Merkez İlçe, Akpınar Mahallesi "III. Derecede Arkeolojil Sit Alanı” içinde  kalan bölgeler 2008 yılında Ankara Kültür veTabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararları gereğince, Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün ruhsatları ile sondaj ve kurtarma kazıları yapılmıştır.
Sondaj kazılarında oturma sırası vb. kalıntılara rastlanması nedeni ile aynı yıl parsellerin tümünde kurtarma kazısı yapılmış ve sahada Roma İmaparatoru Hadrianus (M.S. 117-138) dönemine tarihlenen bir Stadion Kalıntısı açığa çıkarılmıştır.
Stadion; Hisartepesinin güney yamacına doğal eğim kullanılmak suretiyle yaslanarak inşa edilmiştir. Doğu-batı doğrultusunda uzanmaktadır.
Stadionda 8 ayrı levha halinde kitabe açığa çıkarılmıştır. 23 parça halinde olan kırk kitabe levhaları; çalınmaları ve tahrip edilmelerini önlemek  ve restorasyonlarının yapılmasını sağlamak amacıyla müze bahçesine nakledilmiştir. Kitabenin restorasyonunun yapılmasından sonra stadiondaki yerinde sergilenmesi planlanmaktadır.
Stadionun üzerinde yapılan sondaj ve kurtarma kazıları sonucunda 8 adet bronz sikke, 1 adet pişmiş toprak kandil, 2 adet pişmiş toprak kas, 5 adet pişmiş toprak lüle, 1 adet toprak tek kulplu testicik, 1 adet pişmiş toprak testicik, 1 adet bronz obje ve 1 adet de boncuk tanesi olmak üzere toplam 20 adet eser ele geçirilmiştir.

Resimlerde açığa çıkarılan bu kalıntı şu an terkedilmiş durumdadır. Etrafı tahtalarla kapatılmış, yoldan geçen insanların göremeyeceği bir şekilde kaderine terkedilmiştir. İçerisine girilmesi otlar, taşlar, çöpler ve atılmış durumdaki her çeşitten eşyalar yüzünden mümkün değildir. Kemiklerin de bulunduğu kapatılan bölge, köpeklerin uğrak yeri olmuştur. Bu değerlerimiz günden güne yok olmak üzeredir. Öncelikle bu tarihi mirasımız koruma altına alınmalıdır. Bolu gibi turizm şehri olan bir yerin bu gibi tarihsel mirasları görülmeye hazır hale getirilmesi ve tanıtımlarının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bolu’nun turizm çeşitliliği böylelikle gözler önüne serilecek ve sadece doğal güzellikleriyle değil tarihi özellikleriyle de ön plana çıkacaktır. Durdurulan çalışmalar yeterli kaynaklar hazırlanıp tekrar faaliyete geçmelidir.
Boluda korunmaya değer sayısız tarihi eser bulunuyor. Bunlar bizim mirasımız ve kültürel değerlerimizdir. Bu değerlerimizi yaşatmayı bir borç bilmeliyiz. Bireysel olarak hem kendimizi hem de çevremizi bilgilendirmeli ve bilinçlendirmeliyiz. Bir millet geleceğini, geçmişine verdiği önem ve gösterdiği özen ile hazırlar. Geleceğe güvenle bakmak tarihimize sahip çıkmakla mümkündür. Mirasımız, bizi biz yapan değerlerdir. Bu konuda duyarlı oldukça eşsiz ve benzersiz kültürümüz gelecekte de yaşayacaktır.
Kalıntılar hakkında tarihi bilgiler için Bolu Müze müdürümüz Mustafa Yılmaz’a teşekürlerimizi bir borç biliriz..
 
  HAZIRLAYANLAR:

ARMAĞAN YAĞMUR YALIN
EKİN BAŞARA